BİR İSTANBUL TURU.

Beşiktaş meydanı
Boğaziçi köprüsü 
Bugün 4 Ağustos Pazar. İstanbul'un altını üstüne getirmek için çok uygun bir gün.Sabah 07.00 kalkıp normal bir kahvaltı edip evden çıkıyorum. İstinye'ye inip sağa dönüp Arnavutköy, Ortaköy üzerinden Beşiktaş'a varıyor ve sanki beni bekleyen vapur ile Kadıköy'e geçiyorum. Moda'ya çıkıp çay bahçelerinin yanından geçip Yoğurtçu Parkı'nda tost ve çay molası verdim. Burada da direnişçiler çadırlarda kalıyorlardı. Çay da bol kaşarlı tost da gerçekten çok güzeldi  tavsiye ederim. Enerjimiz tamam yola koyulmak lazım. Parkın yanındaki derenin karşısından başlayan bisiklet yolu inanması zor ama Bostancı vapur iskelesine kadar devam ediyor. Kalamış marinasının içinden geçerken yol kalitesi biraz bozuluyor ama olsun yine de çok güzel.

Bu arada iki arkadaş ile tanışıp bir süre beraber pedallıyoruz. Benim bisiklet gezgininden Rahman ile Başak'a uğramam lazım onun için vedalaşıyoruz. Başak bahçede kahvaltı yapıyor. Pastahaneden aldığı ama ev keki lezzetindeki keki önce nazikçe reddediyorum ama bir parça tadına bakınca kalsaydı ikinci dilimi de yiyecektim. O sırada Rahman da geliyor. Bisikletimde bana en uygun boy ayarlarını yapıyorlar. Başak ile sipariş ettiğim ince sibop hava saatini alıp ayrılıyorum yanlarından.

Vapurda
Tekrar bisiklet yoluna girip Bostancı vapur iskelesine geliyorum. İlk sırada Mavi Marmara isimli özel motorlar var. Hemen  kalkıyor dedikleri için binmeye karar veriyorum ancak girişte bekleyen görevli bisikletin bir bilet bedeli kadar ücrete tabi olduğunu söylüyor. Vapur da mı aynı diyince bilmiyorum diyor.''Bilmiyorum'' aslında hayır ücret almıyor anlamına geliyor. Devam edip tek geçiş ücreti ile vapura biniyorum. Benim ile beraber 4 bisiklet daha biniyor. Bir tanesinin 20'' katlanır ve elektrikli olduğu beni önce şaşırttı ama adadaki pek çok bisiklet elektrikli idi.


Ancak Pazar günü Büyük adaya gitmeniz gerekiyorsa sakın gitmeyin. Tam bir et yığını, ya da yürümeye imkan yok. Merkezi sokak ve caddelerde bisiklet sürmek yasak. Faytonların tur yaptırdığı yolda sürebiliyorsun. Orada da atların pislik ve idrar kokusu bütün sokakları kaplamış, boğazınız yanıyor. Dayanamayıp yarı yoldan geri dönüyorum ve ilk vapur ile Heybeli Ada'ya geçiyorum.

Büyük ada saat kulesi

Heybeli Ada daha sakin, idrar kokusu yok. Biraz dolaşıyorum, yemek yiyorum. İskelenin hemen arkasındaki Mado'yu tavsiye ederim. Her şeyi mükemmel. Tatlısı da dondurması da servisi de. 16.55 vapuru ile adadan ayrılıp Kabataş'a geliyorum. Vapur Burgaz Ada ve Kınalı Ada'ya uğradıktan sonra neredeyse tamamen doluyor. Dönüş çok eğlenceli. Önce iki tane çingene gelip keman ve darbuka ile bizi çoşturuyor. Arkasından bir kız iki erkekten oluşan mini bir grup güncel türkçe pop parçaları ile salonu coşturuyor. Son parçalarında Tayyip'e oy vermenin pişmanlığını anlatan bir parça okuyunca salon alkıştan kırılıyor. Tabii bahşiş de ona göre. Anlayamadığım bizim %50 bu vapurda salonu doldurmuşsa öbür %50 vapura binerken seçilip başka bir bölüme mi alındılar?


Vapurumuz önce Kadıköy'e sonra da 18.15'te Kabataş'a varıyor yani 1 saat 20 dakikada gelmişiz. Kabataş'tan Harbiye-Nişantaşı yokuşundan çıkıp Top Ağacı'nda oturan bacanak ve baldızıma akşam yemeğine geldim. Saat 10.15 gibi müsaade isteyip kalktım. Niyetim Osman Bey'den yukarı çıkıp Şişli, Mecidiyeköy, Levent üzerinden eve gitmek idi. Ancak Osman Bey metro istasyonundan geçerken şansımı denemeye karar verip yürüyen merdivenlerden indim. Benim yaklaştığımı gören güvenlik elemanı kapıyı açınca çok sevindim. Metroya bisikletinizle binebiliyorsunuz (çok yoğun saatler dışında), çift ödeme yapıyorsunuz ve ya ilk ya da en son bölümde seyahat edebiliyorsunuz. Bence harika. Melih Gökçek kulakların çınlasın. Ankara Avrupa'nın ödüllü başkenti idi değil mi?

FSM Köprüsü

Arkadaşlarım işte bir Ankara'lı gözüyle İstanbul'da pazar gezmesi. Hepinize keyifli pedallamalar


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

BURDUR-GÖLHİSAR TURU :

ROMANYA-2019 ( TRANSFAGARAŞAN YOLU )

YUNANİSTAN TURU: