Anadolu turumu yaparken Salda gölünden sonra İbradı'ya da uğrayacaktım. Ancak Afyon'dan Kütahya tarafına dönünce proğram değişti ve İbradı'yı ileriki günlere erteledim. Döndükten bölgede sonra başlayan sonbahar yağmurları bir kaç gün ara verince hızlı bir şekilde rota çalışmalarımı tamamlayıp Ekim ayının ilk yarısında Tisan'dan yola çıktım.
1. GÜN :
Bugün hedefim Aydıncık, Anamur, Gazipaşa, Alanya, Akseki. Yaklaşık 340 km ama sapmalarla 350 km olacaktır. Hava çok güzel yol da kalabalık değil. İlk uzun mola Bozyazı'da Kurt Motorda değerli arkadaşım Keri Akı. Her zamanki güler yüzlü ve enerji dolu bakışlarıyla karşılıyor sandalyeye oturmam ile birlikte elimde çay bardağını buluyorum. Burada bir şey yaptırmanız önemli değil ilk ikram çay öğle saatiyse yemek. Kerim ustanın yüz kasları gülme şeklini almış artık istese de onu başka türlü göremezsiniz. Her seferinde elinden zor kurtulsam da onu görmeden Bozyazı'dan asla geçmem.
Anamur-Gazipaşa arası hala biraz sıkıntılı. Her yerde yollar, köprüler, oto yollar çok hızlı yapılırken nedense Antalya-Silifke yolunun 2010 başlayan inşaatı halen tamamlanabilmiş değil.
Öğleden sonra Alanya'ya yaklaşırken bisikletçi arkadaşım Ferhan'a haber verdim ve şehrin girişindeki bisiklet dükkanında buluştuk. 2011 senesinde bisiklete binmeye başladığım ilk gün Ankara Çayyolu bisiklet grubunun pazar etkinliğinde tanıştım Ferhan ile. Yaşıt olduğumuz için ileriki günlerde çok iyi dost olduk. Ferhan emekli olunca Alanya'ya yerleşti. Yolum ne zaman buradan geçse mutlaka ararım kıymetli arkadaşımı. Sohbet o kadar güzeldi ki Alanya- Akseki yolunun yarısında hava karardı ama hiç önemli değil hem Ferhan ile görüşmek her şeye değer hem de motorun farları gayet yeterli. Arkada da ilave çakarım var. Akseki öğretmen evi küçük ama çok temiz ve merkezi bir yerde. Müdiresi Serap hanım da çok yardımsever biri.
2.GÜN :
Güne erken başladım, çünkü çok güzel yerlere gideceğim. kahvaltı yapıp Akseki'den ayrıldım. Alanya istikametine 2 km gidip sağa İbradı'ya döndüm. Akseki İbradı arasının 26 km.lik gayet keyifli bir yolu var.
Arapçada '' soğuk yer '' demek olan '' ibrad '' dan adını aldığı söyleniyor. 1.300 m rakımı ile kışın gerçekten çok soğuk oluyormuş. Yakınında Helenistik döneme ait Erymna Antik Kenti olması sebebiyle tarihi Roma devrine kadar uzanıyor.
Arapçada '' soğuk yer '' demek olan '' ibrad '' dan adını aldığı söyleniyor. 1.300 m rakımı ile kışın gerçekten çok soğuk oluyormuş. Yakınında Helenistik döneme ait Erymna Antik Kenti olması sebebiyle tarihi Roma devrine kadar uzanıyor.
ARAPASTI KESTANE AĞACI |
İbradı'nın merkezinde Arapastı Kestane ağacı bulunuyor. 1000-1100 yaşında olduğu tahmin edilen kestane ağacının bir de hikayesi var. İbradı zamanında 3 büyük yangın geçirmiş. Bunlardan bir tanesi 1861 senesi 20 Ağustos'ta çıkmış. Yangını çıkarttığı düşünülen Abdullah kızı Zeynep, İbradı'lı Tahtasakal Mustafa Efendinin konağını ateşe verir. Kısa zamanda yayılan yangında 130 ev ve konak yanar. Yakalanan siyah cariye Zeynep'in mahkemede idamına karar verilir ve bu anıtsal kestane ağacına asılır ve cansız bedeni 3 gün asılı kalır. İleriki günlerde halk arasında kestane ağacı Arapastı Kestanesi olarak anılır. Günümüzde halen kestane veren ağaç bütün ihtişamıyla ayakta.
İbradı'nın en önemli özelliği 300 yıllık düğme evleridir.
İnşaatı esnasında, iskele olarak kullanılan ahşap kısımların yerinde bırakılması sonucu ortaya çıkan görüntünün düğmeye benzetilmesi ile bu ismi almıştır.
Her yıl binlerce insanın görmeye geldiği bu evleri yöre halkı çok iyi bir şekilde koruyor. Görülmesi gereken diğer yerler Ormana ve Ürünlü köyleri.
Yöre halkı gelen misafirleri restore ettikleri düğmeli evlerde ağırlıyor ve yöresel lezzetleri tattırıyor. Ben de öğle yemeği tercihimi Ürünlü köyünde bir evin bahçesinde yöresel peynir ve otlarla yapılmış gözleme ve köy ayranı olarak yaptım.
Yolunuz bu tarafa düşerse yılkı atlarının serbestçe yaşadığı Eynif Yaylasını ve civarındaki Kervan Mezarı,Tol Han ve Kesikbeli yolu ( İpek Yolu ) önereceğim yerler.
İnşaatı esnasında, iskele olarak kullanılan ahşap kısımların yerinde bırakılması sonucu ortaya çıkan görüntünün düğmeye benzetilmesi ile bu ismi almıştır.
Her yıl binlerce insanın görmeye geldiği bu evleri yöre halkı çok iyi bir şekilde koruyor. Görülmesi gereken diğer yerler Ormana ve Ürünlü köyleri.
Yöre halkı gelen misafirleri restore ettikleri düğmeli evlerde ağırlıyor ve yöresel lezzetleri tattırıyor. Ben de öğle yemeği tercihimi Ürünlü köyünde bir evin bahçesinde yöresel peynir ve otlarla yapılmış gözleme ve köy ayranı olarak yaptım.
Yolunuz bu tarafa düşerse yılkı atlarının serbestçe yaşadığı Eynif Yaylasını ve civarındaki Kervan Mezarı,Tol Han ve Kesikbeli yolu ( İpek Yolu ) önereceğim yerler.
2.500 metre ile dünyanın üçüncü , Türkiye'nin en uzun yer altı gölü mağarası. Adını mağaranın üst kısmında bulunan Altınbeşik tepesinden alıyor. Mağarayı botlarla rehber eşliğinde gruplar halinde gezebiliyorsunuz.
İçindeki su 90 km.lik yer altı doğal kanalı ile Beyşehir gölünden geliyor. Benim şansıma ziyaretçi olmadığı saate denk geldiğim için rehber ile tek başıma gezdim ve normalde 15 dakika olan tur 45 dakika sürdü. Bununla ilgili videomu you tube hesabımda izleyebilirsiniz. https://youtu.be/5O96-NcbIo0
İçindeki su 90 km.lik yer altı doğal kanalı ile Beyşehir gölünden geliyor. Benim şansıma ziyaretçi olmadığı saate denk geldiğim için rehber ile tek başıma gezdim ve normalde 15 dakika olan tur 45 dakika sürdü. Bununla ilgili videomu you tube hesabımda izleyebilirsiniz. https://youtu.be/5O96-NcbIo0
Altınbeşik Mağarası ile tur proğramını öğleden sonra tamamladım. Bu yöreye gelen arkadaşlarım Manavgat'tan İbradı'ya gelen yolun özellikle motosiklet için çok güzel olduğunu söylemişlerdi. Bu yoldan Manavgat'a inip akşam Akseki'ye dönmeye ( Öğretmen evinde 2 gecelik rezervasyon yapmıştım.) karar verdim. Geçen sene Akdeniz Bölgesinde çıkan herkesi çok üzen büyük yangından en fazla bu bölge etkilenmiş ve 65 km.lik yolu büyük bir bölümü yanmış. Söndürme ve sonrasında iyileştirme çalışması için çalışan araçlar yolu bayağı bozmuş ama motor ile bundan pek etkilenmiyorsunuz. Öncesinde biraz daha yükselen yol daha sonra döne döne aşağı inerken Oymapınar barajının da yanından geçiyor. Üst kısımları çok tenha ve biraz da ürkütücü olsa da yine de çok keyif aldım. Manavgat'ta dolaşırken büyük bir motosiklet mağazasının önündeki pankart dikkatimi çekti.
Kampanya yaparak benim motorumun fiyatını 5.000 lira düşürmüşler yetmemiş 10 ay taksit ve 110 cc dönüşümü de eklemişlerdi. Laf olsun diye durup incelerken yanıma gelen sahibi eski motorumu da değerinden alabileceklerini bu arada üzerindeki tüm aksesuarları da yeni motora aktarabileceklerini söyledi. Ben asla bu tür şeyleri hemen almam mutlaka bir gece düşünürüm.
3. GÜN :
Sabah kararımı verdim hazırlanıp Manavgat'a gittim. Öğleden sonra önce noterde birbirimize satış yaptık daha sonra ben Şoförler Cemiyeti'ne gidip plakamı aldım. Bu arada servis bölümünde yeni motorum hazırlanmıştı. Yaklaşık 300 km yolum olduğu ve motor rodajda olduğu için yavaş gitmem gerektiğinden oyalanmadan yola çıktım. Tisan'a eve geldiğimde hava karamıştı.
Üç günlük kısa bir tur olmasına rağmen 1.200 km. yol yapmış, İbradı gibi çok güzel bir yeri ve dostlarımı görmüş, motorumu yenilemiş, yeni insanlarla tanışmıştım.
''ESKİNİN DERDİ İLE UĞRAŞACAĞINA YENİNİN BORCU İLE UĞRAŞ. ''
Sağlıkla kalın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder