FETHİYE DOSTLAR TURU 16-22 ARALIK.2013

Bu tur kıymetli dostum Serkan Taşdelen'in fikriydi.İlk gördüğümde kış soğukları aniden bastırmış, Antalya bile donuyordu.Fazla ilgilenmedim.Ayrıca henüz döndüğüm İstanbul seyahatimde bir hafta diye gitmiş üç hafta kalmıştım.Ancak içimde bir kıpırtı başlamadı desem yalan olur çünkü üç canım arkadaşım Serkan,Nil ve Fatih ile bir hafta beraber olacaktım.İlk kıvılcımı çakan Nil oldu arkasından Serkan,ve son olarak hanımdan da izin çıkınca bir baktım 15.Aralık akşamı Ulusoy-Fethiye otobüsüne benim katlanırı yüklemişim.
Her zaman olduğu gibi sabaha kadar hiç uyumadan 06.30 gibi Fethiye garajında indim.

Biraz dinlenip bisikleti kurdum eşyalarımı yükledim 08.00 de arkadaşlarımın kaldığı Pınara pansiyona gittim.Hep beraber kahvaltımızı yaptık. Kerim de bize katılınca Migrostan erzakımızı alıp yola çıktık.
Fethiye yarımada turu atarak başladık.Sonra sırasıyla Şövalye adası,Samanlık koyu üzerinden geçip bozuk arazi yollarından Kaya Köy'e geldik.
Kaya Köy eski adıyla Levissi ,1942 mübadelesine kadar Türkler ile Rumları beraber yaşadıkları içersinde kilise ve cami olan beş bin haneli (yaklaşık 25.000 kişi) en önemliliman kentlerimizden biriydi.Evler birbirine öylesine saygılı yapılmıştı ki öndeki arkadakinin manzarasını kapatmıyordu.Her evin sarnıcı,ve şömine ocağı vardı.Mübadelede rumların yerine gelenler yamaçta bulunan evlere uyum sağlayamamış ve ovaya inmişlerdir.Büyük bir bölümü buradan göçünce nüfus 2.000'e düşmüştür.Bu gün daha da azdır.Yamaçtaki evlerin de kapı ve pencereleri söküldüğü için hayalet kent görünümüne bürünmüştür.Ziyaretçiler tarafından da adı hayalet kent konmuştur.
Sezon kapandığı için lokantaların çoğu kapalıydı.Açık olandaki gözlemeye razı olup karnımızı doyurduk.Buradan Gemile koyuna geldik.Buranın tek tesisinin sahibi istediğimiz yere çadır kurabileceğimizi istediğimiz birşey olursa haber vermemizi söyledi.Çadırlarımızı denizin kenarına kurup hava kararmadan yemek düzenimizi kurmak için harekete geçtik.En başarılımız Kerim idi çünkü odun topladı,ateşi yaktı,sucukları pişirmek için şişler hazırladı.Yani her eve bir Kerim lazım.
Önce sucuk ekmek daha sonra şarap ve rakı ile devam edildi.Geç saate kadar çok eğlendik.
17.Aralık.2013 Salı

Bu gece çadırda çok güzel uyudum.Ankara'da gece -6 burada +10 derece.Kahvaltımızı edip 9.30 da hareket ettik.Önce Kaya köy'de çay molası verdik.Sonra Hisarönü üzerinden Ölüdenize indik.Burada Fatih'in kayınpederinin vefat

haberini aldık.Bu arada Kerim'inde jant teli kopmuştu.Kerim dolmuş ile Fethiye'ye gidip arabasını alıp getirdi. Bisikletleri yükleyip ayrıldılar.Fatih İstanbul'a Kerim Bodrum'a döndü.Tadımız kaçmıştı,Serkan devam etmek istemiyordu ama hem ben Ankara'dan geldim diye hem de Nil de devam etmek istediği için devam kararı aldık.Ölüdeniz'in çıkışlarındaki ünlü dik rampalarından birine sardırıp Kelebekler vadisi,Faralya (Uzun yurt köyü)ve Kabak köyüne geldiğimizde hava kararmak üzereydi.Köy bakkalından ekmek alırken yanımıza gelen karı koca istersek kendi tesislerinde çadır kurabileceğimizi söylediler.Çok içten ve samimi davranıyorlardı.Çok yakında bulunan yerlerine götürdüler.Uygun çadır yeri bakarken hiç uğraşmayın şu binamız boş kalın orada dediler
.Bununla da yetinmeyip yemekde hazırladılar.Duşumuzu alıp evlerine gittik.Çok kısa bir sürede hazırladığı lezzetli yemeği yedik.Arkasından gelen çay ikramını meyve takip etti.Evin sahibi Selahattin bey gözleri 10 yıl önce göz tansiyonundan kaybetmiş.Eşi Nevin hanımın omuzuna tutunarak geziyor
.Ancak hayat ile dalga geçen bir insan.Sizi saç renginiz boyunuz,yaşınız ve karakteriniz ile tarif edebiliyor.O tarafa yolunuz düşerse mutlak uğrayın Adresleri:
Selahattin-Nevin Kaplan
Shiva Kamp
Tel:0536-784 33 55
Kabak köyü - Fethiye
Hep beraber tv-1 de Seksenler'i seyredip yattık
18.Aralık.2013.Çarşamba:
 .Sabah erkenden kalkıp hazırlandık,bu arada Nevin hanım harika kahvaltısını hazırlamıştı.Hayatımda ilk defa yediğim çam kozalağı reçelinin tarifini aldım.İlgilenenler benden alabilir ya da gidip orada yiyebilir.
Bu arada çok tatlı bir kurt köpekleri var adı co co .Teşekkür edip vedalaşıp bu iki güzel insanın yanından ayrılıyoruz.Tekrar Faralya,ve Kelebekler vadisinden geçip yedi burunlar yoluna yoluna sapıyoruz.Bu gün yolumuz bayağı zorlu 1.450 m yükseğe çıkacağız akşama anca varırız yani tüm gün tırmanmamız gerekiyor.Zorlamanın anlamı yok deyip geri Ölü denize dönüyoruz.Market alışverişi yapıp koyun sonundaki bakir kamp alanına geliyoruz.
Burası hakikaten insanlardan uzak elektriği suyu olmayan cennet gibi bir yer.Çadırlarımızı kurup çevrede yürüyüş yaptıktan sonra ateşimizi yakıyoruz.Bu gece yağmur bekleniyor.Derken ufak ufak başlıyor.Yanı başımızda tente gibi birşey var ateşi buraya taşıyoruz.Geç saate kadar oturuyoruz.En keyiflisi de yattıktan sonrası.Yağmur giderek şiddetleniyor sağanak halini alıyor.
Çadırlar çok sağlam olduğu için hiç su almıyor.Bir kulağıma kulaklığımı takıp müzik ve yağmur pıtırtıları eşliğinde uykuya dalıyorum.Gece boyunca da ara ara uyanıp yağmuru dinlemeye devam ediyorum.
19.Aralık.2013-Perşembe:
Sabah her yer sırılsıklam ama olsun kahvaltımızı edip yola koyuluyoruz.Ölüdeniz'de bir cafeye oturup devam edip etmemeyi konuşuyoruz çünkü gün boyu yağmur görünüyor.Öğleye kadar oturup hava açınca yine meşhur Ölüdeniz rampasını çıkıp Fethiye'ye geldik.Yemeğimizi yerken yağmur başlıyor.Bu gece Pınara pansiyon da kalacağız.Odaya yerleşince Nil ve Serkan yatıp uyuyorlar.Ben yağmurda yürüyüşe çıktım.Beş gibi pansiyona dönüyorum hala uyuyorlar.Akşam çarşı içersindeki Nefis Pide salonunda pide ziyafeti arkasından pansiyonun verandasında bolbol çay ve uyku.
20.Aralık.2013-Cuma:
Bu sabah 07 de kalktım,biraz yürüyüş yaptım bizimkiler yine uykuda ama 08.de kaldırıyorum.kahvaltıdan sonra bisikletçi Alper'e uğrayıp sonra da A-101 den malzemelerimizi alıp Saklıkent'e  hareket ettik.Normal yol yerine Esenköy'den sapıp Bozyer,Gökben köylerinden geçip orman yolundan Kabaağaç,Alaçat,Çamurköy,Kadıköy(Öğlen yemeği )ve Saklıkent'e giriyoruz.
Burası kayalıkların arasına saklanmış tam bir cennet hakikaten.Bir tesis sahibi bizi davet edip üzretsiz çadır yeri de gösteriyor.Her taraftan sular akıyor.
Eğer cennet bu dünyada ise kesin burasıdır.Akşam yemeğimizi o tesiste yedik ve el arabası içerside yanan ateşin başında evlerine gitmeden bıraktıkları bir demlik çayı içtik.Burası diğer yerlere göre daha serin idi her taraftan buz gibi su akmasından olsa gerek.Saat 23. gibi yattık.
21.Aralık.2013-Cumartesi
Bu gün 7.00 de kalktım hava buz gibi.Tesis sahibi gelmiş çayı koymuş bile.kahvaltımızı yanımızdaki malzemelerle yapıp toparlanıp yola çıkıyoruz.Kadıköy-Seydikemer yolundan yani ana yoldan Fethiye'ye geldik.
Öğlen yemeğini çevre yolunda bir kebapçıda yiyip hiç şehre girmeden devam edip akşam üstü İnlice'ye geldik.Amacımız burada konaklamaktı.Fakat tesis kapalı olduğu için gece bu güzel koy arabadan arabesk müzik dinleyip içki içen gençlerin yeri olduğu için vazgeçip Göcek'e geldik.
Burada fazla mocamp olmadığı için yat limanının görevlilerinden izin alıp sahile çadırlarımızı kurduk. Akşam üstü gözleme gece ise sucuk ekmek ile devam edip geç saatte Sultan Pastanesinde yaş pasta çay ve daha sonra ben sahlep Nil ile Serkan sıcak çukulata ile kapanışı yaptık.Çünkü bu gece son gecemiz idi.Rüya gibi bir hafta geçirmiştik.Çok iyi anlaşmış çok eğlenmiştik.
22.Aralık.2013-Pazar
Ben sabah ezanıyla uyanıp kalktım bir daha da yatmadım. Çadırların dışı nemden sırılsıklam olmuş ama içleri kupkuru.Hem sağanak yağmurdan,hem soğuktan hem nemden sınıfı geçtiler.Uyku tulumları da aynı şekilde.Böylece kaliteli donanımın önemi bir kere daha anlaşıldı.
denizin dibinde kahvaltımızı yapıp oyalanmadan yola çıkıyoruz.saat 13.00 de Köyceğiz'deyiz Antepli de dürüm yiyip Nil'i evine bırakıp yola devam ediyoruz.Akyaka girişindeki meşhur baklavacıdan sonra Serkan'ın evine gidiyoruz.
Akşam Ankara'dan Kevser arıyor ve onunla buluşup sohbet ettik.Serkan sağ olsun beni 9.30 da kalkan otobüsüme kadar uğurluyor.
Sabah beni buz gibi bir Ankara karşılıyor.Bir haftadır gündüz tshirt gece kazak ile gezen ben otobüsten inince titriyorum. Allahtan eşim arabayla karşılamaya geliyor.
Bu geziye çıkmadan herkes bana şaşırmıştı kış günü bisiklet gezisi mi olur diye.Ben bile bir ara gece çadırda ne yapacağım diyedüşündüm.Ama ilk geceden sonra taşlar yerine oturdu.
Keşke bu geziyi Fatih ve Kerim ile tamamlayabilseydik.Ama kısmet böyleymiş.
Can arkadaşım Serkan, iyiki varsın ve iyiki bu geziyi ortaya attın.Seninle tur yapmak acaip keyifliydi.
Sevgili Nil,iyiki beni bu gezi için harekete geçirdin.O gün ısrar etmeseydin belkide gelmeyecek ve bu güzelliği kaçıracaktım.Ayrıca yol arkadaşlığın ve sohbetlerin çok keyifliydi.
Tekrar böyle geziler yapmak ümidiyle.

 

Yorumlar

  1. Ne kadar güzel anlatmışsın. Sayende de devam edebildi turumuz, yoksa Fatih ve Kerim in ayrılışından sonra biz de bırakırdık, çook teşekkürler. Hayat hikayelerin ve sohbetine doyum olmadı. Bir dahaki turu 4 gözle bekliyorum ben :)

    YanıtlaSil
  2. Mükemmel bir gezi olmuş. Bu soğuk kış aylarında Akdeniz bölgesinde bisiklet sürülebilinir.

    YanıtlaSil
  3. Kaya Abi teklifimizi kırmayıp bu tura katıldığın için çok şanslıydık. Çok keyifli dakikalar geçirdik birlikte.
    Turu yaşadığımız güzellikte buraya aktardığın için çok teşekkür ederiz..

    Sevgilerimle...

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

BURDUR-GÖLHİSAR TURU :

ROMANYA-2019 ( TRANSFAGARAŞAN YOLU )

YUNANİSTAN TURU: