SEHİTLERE SAYGI-2014 (BURSA-ÇANAKKALE TURU )

Değerli arkadaşım Murat Varol ve 18 Mart Bisiklet Grubunun düzenlediği geleneksel Sehitlere saygı etkinliğine katılma kararını verip kaydımı yaptırınca içim kıpırdanmaya başladı.Yolculuğun bir bölümünü bisikletle yapmalıydım.Düşüncemi Barlas ve Alp'e açınca baktım ki onlar benden de hevesliymişler.Hemen planlar yapmaya başladık. Pelin de bize katılınca hemen Çanakkale'de 4 kişilik otel rezervasyonumuzla işe başladık.Otobüs biletlerimizi ayarladık.Yol haritası ve eğim grafiği çıkarttık.Son anda Pelin ailesi Ankara'ya geleceği için üzülerek aramızdan ayrıldı.

02.Nisan.Çarşamba =
Sabah Eskişehir yolunda beraber giderken durakta bekleyen otobüsü ben solladım ama arkamdan gelen Alp şöförün önce hareket edip sonra aniden durması yüzünden fren yapınca yere düştü.Ufak tefek morluklar (bunlar yolculuğumuz esnasında bayağı büyük morluklara dönüştü ama ağrı yapmadı. ) Burada enteresan olan Alp'in tam yere düşerken aklından '' Bana ne olacak '' yerine '' Eyvah ya tura katılamazsam '' düşüncesini geçirmesi.
Eve dönünce bisikletleri yükledik ve geceyi beklemeye başladık.Otobüs 12 de hareket edecekti . Biraz sonra Alp arayıp heyecandan evde duramadığını söyledi bende aynı durumda olduğum için bize çağırdım. beraber Barlas'ın hazırlanmasına yardım ettik.10 gibi hareket edip AŞTİ'ye geldik.
Bisikletleri söküp ambalaj yaptık 11.30 da araç yanaşınca önce biz koymak istedik .Muavinin 3 bisiklete karşı lüzumsuz direnişini kırmam zor olmadı . Kendisine kenara çekilip beni seyretmesini söyleyince yüzündeki anlamsız bakışıyla beni izlemeye başladı.Hızlı bir şekilde yüklemeyi yapıp bagajı kendine teslim ettim.

03.Nisan. Perşembe =
Sabah 05.30 da Bursa terminaline vardık . Hemen bisikletleri yüklemeye başladık ama bir oğlumuz olmuştu.
Barlas'ın sele kelepçesinin vidası kırılmış ve parçası içinde kalmıştı. Var bunda da bir hayır. 09'a kadar bekleyip sanayide çok iyi bir tornacı bulup 5 dakikada sorunumuzu hallettik. Tarif üzerine Karacabey,Bandırma yoluna çıktık ama aman Allahım o ne korkunç trafik o ne korkunç gürültü. Hava kirliliği de cabası .11 gibi Bursa'nın gürültüsü ancak bitti biraz kendimize gelmek ve birşeyler yemek için mola verdik. 1 km sonra Barlas ile Alp'i ısrarla ana yolda 7 km içerdeki Gölyazı köyüne getirdim.
Hem tarihi hem de turistik köyün girişinde bizi ilk karşılayan bisiklet yolu oldu.Köyün iç yolları kilit taşı kaplı evler pırıl pırıl rengarenk boyalı herkes güler yüzlü  kimse sizi bakışlarıyla rahatsız etmiyor.
Köy meydanına giden köprünün başında sol tarafta ağlayan çınar hakikaten içine baktığınızda resmen ağlıyor.
Yanındaki kahvede birşeyler içip istemeye istemeye köyden ayrıldık.Zamanımız olsa kesin buraya kamp atardık.Huzur dolu bir yer.Fiyatları da çok uygun.İsterseniz çok temiz pansiyonlarda var.
Artık tempoyu arttırmamız lazım.Gölyazı'da en az 2,5 saat oyalandık.Buradan sonra yol bayağı keyifli , sıcak asfalt ve fazla rampa yok.Saat 17 gibi Bandırma'ya 20 km kala çok güzel bir Petrol Ofisi istasyonunda durduk.
Kamp atmak için mükemmel bir yer.Mescidi,Kamyoncu lokantası,tuvaletleri ile yepyeni pırıl pırıl bir yer.
Arkasında da kendilerine ait etrafı duvarla çevrili küçük bir korusu var.
İstasyon sahibinden izin istiyoruz.Kendisi çok memnun olduğunu ve istediğimiz yere çadır kurabileceğimizi söylüyor.
Dikkat çekmemek için korunun iç kısmına doğru kampımızı kuruyoruz.O an hepimize felaket yorgunluk çöküyor.Gece hiç uyumadan gelip akşama kadar pedal bastık ve yaklaşık 90 km geldik.Yemeğini yiyen kendini çadıra atıyor.Saat 21 de hepimiz derin uykudayız.

04.Nisan.Cuma =
Sabah 07 de kalkmamıza rağmen kahvaltı toparlanma derken saat 9.30 da ancak yola çıkabiliyoruz.Lokanta kamyoncu mekanı olduğu için yemekler ve kahvaltı hem bol kepçe hem de çok ucuz ayrıca lezzetli de.Çok kısa zamanda Bandırma girişinde hatıra fotoğrafımızı çektiriyoruz.
Çanakkale yolunda 10 km gittikten sonra Barlas,Alp'in uyarması ile Go-pronun aparatlarını Bandırma tabelasının dibinde unuttuğunu farkediyor ve geri dönüyor.Ben biraz sonra Cuma için durunca bize yetişecek.Biz Alp ile devam ediyoruz ancak biraz sonra Alp'in Jant teli kopunca tekrar duruyoruz.Bisiklet çok yüklü olduğu için bu şekilde devam edemez.Önümüzde Biga var otostop çekip orada telini değiştirecek ancak kamyonet ve ya panelvan tarzında kimse durmuyor.Tam umutların sönmeye başladığı anda Kamil Koç geliyor ve hemen duruyor.Bagaj boş olduğu için bisikleti olduğu gibi yerleştiriyoruz.Biga'da bulamama ihtimalini göz önüne alıp Çanakkale'ye gidiyor Alp.Tek başıma devam edip ilk camide Cuma namazına kılı kılına yetişiyorum. Çıkınca biraz ilerdeki benzin istasyonunda bulunan ve iki bayanın çalıştırdığı tertemiz lokantada yemeğimi yedim biraz sonra Barlas'da geldi.O da yedikten sonra yola koyuluyoruz.Ancak bana yetişmek için kendini zorladığı için olsa gerek bacağı ağrıdığı için yokuşları yavaş çıkıyor.Biga'da otobüse binip devam etmesini söylesemde kabul etmiyor.Kendimize uygun bir kamp yeri bulduğumuzda saat 21.00 olmuş,pilimiz tamamen bitmiş ve yaklaşık 140 km pedallamışız.
Çanakkale'ye 45 km kala Şevketiye köyündeyiz.Çok yorulduk ama kamp atmak için yine harika bir yer bulduk.
Limanın arkasında Konyalının yerindeyiz.kendisi çok misafirperver bir insan bize ekmek arası köfte yaparken tesisinin üst katında ister balkona ister içerdeki salona çadırımızı kurabileceğimizi ya da odadaki yataklarda yatabileceğimizi ( ücret ödemeden) ve wc-duşu kullanabileceğimizi söylüyor.


Hava çok güzel olduğu için üstü kapalı terası tercih ediyoruz. Bir ekmek arası köftemizi yedikten sonra köyün kahvesine gidip tanesi 80 kuruştan duble çaylarımızı içiyor marketten sabah için birşeyler alıp dönüyoruz.Sezon dışı olduğu için Konyalı öğleden sonra geliyormuş.

05.Nisan.Cumartesi=
Ben erkenden kalkıyorum.Kaldığımız yerin cennet gibi olduğunu sabah daha iyi anlıyorum.Tesisin yanındaki koru çadır için harika bir yermiş.Bir dahaki sefere inşallah. Barlas dün çok yorulduğu için kalkamıyor.Kendisini zorlamamasını biraz daha uyuyup otobüsle gelmesini söylüyorum kabul ediyor.Lapseki'ye kadar hiç durmuyorum.Çıkışta sağ tarafta bulunan BP de çok modern bir kafe ve restorant var koca bir kaşarlı tost ve duble çaya sadece 3 lira ödüyorum.Tuvaletler pırıl pırıl.Arka tarafında kamp atabileceğiniz yerde var.Çanakkale'ye varınca truva atının olduğu meydana gidiyorum.Görevli arkadaşlar çabuk olursam son feribotu yakalayabileceğimi söyleyince pansiyona gitmekten vazgeçip yüklü olarak kılı kılına feribota yetişiyorum hemen hareket ediyoruz.Alp ilk feribotla geçmiş Eceabat'a.Biraz sonra etkinlik başlıyor.
İlk gün Conk bayırı tarafına gidiyoruz.
Bu arada Barlas yaramazlık yapıp pedallıyarak Çanakkale'ye gelmiş ve doğruca Pansiyona gitmiş.Dönüşte bizi feribottan karşılıyor.Hep beraber Koç Pansiyona gidiyoruz.Daha öncede Barlas ile burada kalmış ve çok memnun olmuştuk.Pansiyonu komple yenilemişler daha da güzel olmuş.Odaya yerleşip önce duş alıyorum.Üzerimden resmen kir akıyor kim bilir nasıl kokuyorum aman olsun bisikletçinin kokusu mis kokusu gibidir.Biraz istirahat edip Alp'in tavsiyesine uyup Ciğerci Alper'e gidiyoruz.Alp ilk defa Çanakkale'ye geldiği için biz yoldayken pansiyonun sahibi Ahmet Çanakkale'li misafirperverliğine yakışır bir hareket yapıp Alp'e her tarafı gezdirmiş.Yemekten sonra hasretle beklediğimiz şeyi yapıp Kadir Yaşar'dan peynir helvası alıp yiyoruz.Çatlayacak gibiyiz.Ama o da ne kordonda yürürken Barlas ile Alp önlerine çıkan Midyeciden tam 50 tane midye dolma yiyorlar.
Gece yataklar öyle rahatki sadece yattığımı ve uyandığımı hatırlıyorum ama Alp benim kadar şanslı değil.Barlas gece öyle bir horlamış ki çocukcağız sabaha kadar dönmüş durmuş.

06.Nisan.Pazar =
Sabah ücrete dahil olan kahvaltımızı yapıp,çantalarımızı da resepsiyona teslim edip günler sonra ilk defa boş bisiklet ile iskeleye gidiyoruz.Heybelerim olmadan kendimi çıplak gibi hissediyorum.
Bu gün akşama kadar Alçıtepe ve Abide'yi geziyoruz.

En son Abide'de yapılan tören ve hediyelerimizi ( Katılım belgesi,madalya,Bir şehidin günlüğü kitabı,magnet,rozet,Türk bayrağı,su matarası,kitap ayracı,şehit künyesi ki bu çok anlamlı ) alıp dağıldık.
Akşam yemeğimizi yedikten sonra canım oğlum Barlas'ın doğum gününü kutladık.
Meydan da bulunan pastahanede doğum günü olduğunu söyleyince tam pasta masaya gelirken bütün ışıklar yanıp sönmeye ve yüksek volume ile doğumgünü parçası çaldı herkes de alkış ile tempo tuttu.Sanırım oğlum için çok güzel bir sürpriz oldu.
Dönüş otobüsümüz 10.30 idi.Terminale gelip hazırlanırken muavin gerek yok öylece getirin deyince çok şaşırdık.4 bisikleti hiç itiraz etmeden aldı.Yan perona bakınca resmen şoka girdik Truva seyahat anlaşma yapıldığı için tam 20 bisiklet almıştı.
Sabah Ankara'ya gelince bizi her zamanki sıkıntı bekliyordu.
Bisikletlerimizi tekrar yükleyip geldiğimiz yöne gerisin geriye 17 km pedallamak.Sağolsun sevgili belediye başkanımız İ.Melih Gökçek oy almadığı için Çayyolu'na cezayı kesmiş otobüslerin bizim eve 200 m mesafeden geçerken durup yolcu indirmelerini yasaklamıştı.Oysa ki Pursaklar ve Ostim yolunda resmen terminal kurulmuştu.Kendisini Allaha havale ediyorum.
Bu tur esnasında bana eşlik eden oğlum  Barlas'a ve diğer oğlum Alp'e çok teşekkür ederim.
Yolda bizi misafir eden P.O istasyon sahibine ve Konyalı kardeşime
Çanakkale'de bizi misafir eden Koç Pansiyona
Bizim çok rahat bir şekilde ulaşımımızı sağlayan Kamil Koç firmasına
Bu turumuza sebep olan ve yaklaşık 1700 kişinin katıldığı söylenen Şehitlere saygı etkinliğini hiç bir aksaklık olmadan düzenleyen 18 Mart grubu adına Murat Varol kardeşime çok teşekkür ederim.
Ayrıca bu etkinliğin oluşumunda katkıları olan Çanakkale Vali yardımcımıza,Çanakkale,Eceabat ve Kilitbahir belediye Başkanlarına ve tüm sponsorlara ayrı ayrı teşekkür ederim.
Seneye 100.yıl etkinliğinde görüşmek üzere.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

BURDUR-GÖLHİSAR TURU :

ROMANYA-2019 ( TRANSFAGARAŞAN YOLU )

YUNANİSTAN TURU: