27 Ağustos 2024 Salı

B-1 EHLİYETİ İLE 125 CC'LİK MOTOSİKLET NASIL SÜRÜLECEK.


   Bazı Avrupa ülkelerinde B ehliyeti olan sürücüler belli bir eğitimden geçtikten sonra 125 cc hacmine kadar olan motosikletleri sürebiliyorlar, yani bu motorlar için ayrı bir ehliyet almaları gerekmiyor. Bizde de uzun zamandır bununla ilgili haberler çıkıyordu. En nihayet 2023 senesi yaz sonuna doğru İç İşleri Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığının bu konuda çalışma başlattığı açıklandı.  Beklenen yasa Şubat-2024 de çıktı ve Mart ayında revize edilerek son halini aldı. Ancak bazı sürücüler yasayı tam olarak incelemeden B ehliyetleri ile motorlarını sürmeye başladı ve hem ceza yediler hem de motorları parka çekildi. A-1 ehliyet sürecini tamamlamış biri olarak işin doğrusunu size detaylı olarak anlatacağım.

   Öncelikle aşağıdaki belgeleri hazırlayıp güvenilir bir sürücü kursuna müracaat ediyorsunuz. Sizden istenen belgeler şunlar.

   1- Motosikleti her hangi bir ticari faliyette KULLANMIYOR olmak.

   2- En az 2 yıllık B ehliyet sahibi olmak

   3- Son 5 yıl içinde ehliyetin herhangi bir sebeple iptal edilmemiş olması.

   4- Sürücü olmasında sakınca olmadığını gösterir sağlık raporu. (Göz doktorundan )

   5- Okul diploması

   6- 2 adet son 6 ay içinde çekilmiş fotoğraf ( son 6 ay içinde çekilmiş ve daha önce 2 ayrı yerde kullanılmamış olmak. Bu benim başıma geldi son 6 ayda çekilmiş ancak 2 ayrı yerde kullanılmış fotoğrafım sistemde ortaya çıktı ve tekrar fotoğraf çektirmek zorunda kaldım.)

    SÜRÜCÜ KURSUNA MÜRACAAT VE SONRASI :

   Sürücü kursu evraklarınızı Milli Eğitim Bakanlığının sistemine yüklüyor, kabul edildikten sonra  gerekli kurs ücretini ( 8.500,- TL. ) yatırıyorsunuz. Belirlenen gün ve saatlerde 8 günde en az 8 saat eğitim pistinde motosiklet sürüyorsunuz. Şayet eğitmeniniz yeterli görmezse bu süreyi ücretsiz olarak uzatabiliyor. Bu dersler sadece sürücü kursunun pistinde ve kursa ait motosikletler ile oluyor. kendi motorunuzla eğitim alamıyorsunuz. Bu arada kask, yelek, dizlik ve dirseklik gibi koruma elemanlarını takmak zorundasınız. Eğitimde kukalar arası geçiş, sekiz şekli içinde dönmek, düz çizgide sürmek, hızlanıp ani fren yapmak, engellerden kaçış hareketleri yapıyor ve tüm dönüşlerde mutlaka sinyal veriyorsunuz. Dönüş tamamlanınca sinyali kapatmayı unutmuyorsunuz. Hocalar hata yaptığınızda sizi hemen uyarıyor ve doğrusunu yapana kadar devam ediyorlar. Sınava girince bu pistteki hareketleri hata yapmadan tamamlarsanız normal trafiğe çıkıyor ( sınav heyeti arkadan sizi araç ile takip ediyor ) yaklaşık 5 km motor sürüyorsunuz. Bu arada yol çizgilerine, trafik işaretleri ve ışıklarına çok dikkat etmek durumundasınız. Kırmızı ışıkta araçların sağından yani emniyet şeridinden en öne geçemiyor en sağ şeritteki aracın arkasında bekliyorsunuz. Sınav süreci baştan sona kamerayla kaydediliyor ve başlangıçta da fotoğrafınız çekiliyor. Başarılı olursanız iki gün içinde sürücü belgeniz sisteme işleniyor. Başarılı olmazsanız tekrar kursa müracaat ediyor, 2.650 lira kurs ücreti  yatırıp 4 gün daha ders almak zorundasınız. İkinci kere sınava en erken bir ay içinde girebiliyorsunuz. Bu ücretler 2024-Ağustos ayı için geçerlidir. zamanla değişiklik gösterebilir.

   Bu yasanın şartlarına göre  A-1 sürücü belgeniz sadece E-Devlete işleniyor ve yol kontrolünde sistemden görülüyor. Ayrıca ehliyet cüzdanınıza işletmek zorunda değilsiniz. Şayet sürücü belgesi olarak almak isterseniz  en geç 2 yıl içinde nüfus müdürlüğüne müracaat ederek ve 2.500 TL. yatırıp yeni ehliyet cüzdanınızı ( A-1 işlenmiş olarak ) alabiliyorsunuz.

   A-1 ehliyeti alırken B ehliyetinizin olması sayesinde 

   1- Yazılı sınava girmiyorsunuz

   2- 2.500 verip ehliyet cüzdanı almak zorunda değilsiniz. Yol kontrolünde trafik polisi elindeki bilgisayarda sizin A-1 sürücü sistemine kayıtlı olduğunuzu görüyor. Şayet ben işletmek istiyorum derseniz en geç 2 yıl içinde 2.500 TL yatırıp nüfus müdürlüğünden ehliyetinizi değiştirerek işletebiliyorsunuz. Motosikletinizle yurt dışına çıkmayı düşünüyorsanız bunu baştan yaptırmanızı tavsiye ederim. Ben öyle yaptım.

   Sonuç olarak ,çıkan yasa beklentilerimizi karşılamadı ve herhangi bir maddi kolaylık sağlanmadı. Sadece yazılı sınava girmekten muaf olduk o kadar. Geri kalan her şey ilk defa A-1 ehliyet alan biriyle aynı. Ben kendi adıma bu yasanın dedikodu haberleri çıktığında yani 2023 Eylül ayında kursa  gidip 4.500,- liraya normal yoldan ehliyetimi almadığıma çok pişman oldum. Çıkacak yasanın bize avantaj sağlayacağına güvenmekle büyük hata yapmışım. 

   Ben her zaman belli bir eğitim almadan her hangi bir aracı sürmenin doğru olmadığını savunanlardanım ancak mademki B ehliyeti olanlara bir kolaylık sağlanacak diye yola çıkıldı o zaman bizim ödeyeceğimiz ücret de çok daha düşük olmalıydı. Ayrıca ehliyet cüzdanına işletme bedeli olan 2.500 liralık çok yüksek bedelde gizli tuzak gibi oldu.

   Bu konuyu çok detaylı olarak inceledim ve doğru sürücü kursu ile sonuca Silifke'de ulaştım. İstanbul'da bazı kurslar daha ucuz ücretler teklif ettiler ama ben güvenemedim. Bir sürücü kursuna kayıt yaptırmadan önce o kurs hakkında çok ciddi araştırma yapın ki sonradan başınız ağrımasın. Bu konuda mağdur olmuş bir sürü insan var.

   Yukarıda anlattığım sürecin dışında 125 cc motorunuzu sürme şansınız maalesef mümkün değil. Bu konuda çıkan farklı haberlere sakın itibar etmeyin.

   Bu arada kursta eğitim alırken günlük hayatınızda ne kadar yanlış ve kural ihlali yaparak araç kullandığınızı fark edeceksiniz. Ayrıca motosikletinizi ilk defa alıyorsanız ehliyet almadan veya aldıktan sonra asla trafiğe çıkmayın. İlk önce düzgün bir yerden veya hocadan ileri sürüş eğitimi alın. Bu arada hocanızın yardımı ile doğru kask, mont, pantolon veya dizlik , eldiven, buff, ayakkabı alın.



17 Ağustos 2024 Cumartesi

NEDEN MOTORUMU DEĞİŞTİRDİM :

   

YUKİ GUSTO 50
TVS RAİDER 125

    2020 senesinde dizlerimin benden şikayetçi olmaya başlaması yüzünden bisiklet ile yaptığım turlarıma 50 cc. hacminde ( sonradan silindir değişikliği ile 80,100 ve 125 cc'ye büyütülebilen)bir motosiklet alarak devam ettim. Hatta iki sene kullandıktan sonra bir turumda eski motorumu yenisi ile değiştirip yoluma devam etmiştim. Bu durumu sizlerle paylaşmıştım. 2023 senesinin yaz aylarında basında B ehliyeti ile motosiklet sürenler için müjdeli bir haber geldi. B ehliyeti ile 125 cc hacmine kadar motosikletler bazı şartları yerine getirdikten sonra kullanılabilecekti. Bu haber her zaman olduğu gibi B ehliyeti ile hemen motosiklet kullanılabilecek şeklinde yanlış anlaşıldı ve yol kontrolünde yakalananlar hem ceza yedi hem de motoru bağlandı.

    Bu yasa kesinleştikten sonra 125 cc motorlara talebin artacağını düşünerek araştırmaya başladım ve TVS markasının Raider 125 modelini satın aldım. Maalesef tahminlerim doğru çıkmadı. Ekim 2023'de 65.000,- TL.ye aldığım motorum ( Resmi satış fiyatı 72.000 TL. idi ) Ocak 2024'de 100.000,- TL.ye yükseldi ama Nisan ayından sonra düşmeye başladı ve yaz başında peşin 75.000,- TL.ye düştü. Yazdan sonra da peşin fiyatına 12 taksit kampanyaları başladı.

    Bu arada yüksek fiyattan motor alanlar sosyal medyada verip veriştirmeye başladılar. Ben bunun altında başka nedenler olabileceğini düşünerek bir araştırma yaptım. Buna göre fiyatların düşüş nedeninin piyasadaki daralma nedeniyle fabrikaların ve bayilerin ayakta kalabilmek ve giderlerini karşılayabilmek için olduğu söylense de gerçeğin başka olduğunu öğrendim. Avrupa Birliği 2025 yılından motosikletlerde  " Euro 5 PLUS " standardına geçme kararı almış. Bizdeki yeni motorlar ise " Euro 5 " standartlarında üretiliyordu. Avrupa birliği bununla ilgili gönderdiği yazıda 2025 yılına girdikten( belli bir süre için )sonra üreticilerin stoklarının sadece % 10'u kadar Euro 5 normlarında motosiklet bulundurabileceğini 1.Ocak.2025 den itibaren tümünün " Euro-5 PLUS "özelliklerinde olması gerektiğini bildirmiştir. Bizimkilerde, AB'nin kapılarının  yıllardır kapalı olmasına rağmen her isteğini şartsız kabul ettiğimiz gibi bunu da uygulamaya koymuştur. Motosiklet firmaları özellikle ithalat yapanlar son iki yıldır motorlarını çok nazlı sattılar ve yeni motor almak isteyenler ya bayiden ya da galeriden daha yüksek fiyatlarla alabildiler. Bunun sonucunda stoklarında çok fazla motor birikti. 2025 ocak ayına kadar ya bunları elden çıkartacaklardı ya da plaka takıp öyle satacaklardı. Bu sebeple hem fabrikalar hem de satıcılar ellerindeki stokları eritmek için fiyatları aşağı çekmek ve ayrıca 12 aya kadar taksit yapmak  zorunda kalmışlardır. Onların, kendilerine göre haklı olarak kendilerini kurtarma için başlattıkları bu uygulama yüksek fiyattan motosiklet alıp bugün herhangi bir sebeple satmak durumunda kalanların mağduriyetine sebep olmuştur. Benim teselli kaynağım, motorumu peşin fiyatına 9 ay taksitle almış olmam ve taksitlerin Haziran ayına kadar devam etmesi oldu. Bu arada Euro 5 ile Euro 5 Plus arasındaki tek fark egzoz emisyon değerleridir. Motor gücünde ya da çekişte vesairede hiç bir fark yoktur. Bu yüzden imkanı olanlar ve motor almak ya da değiştirmek isteyenler bu fırsatı kaçırmasınlar. 

    Ancak ben hayatımda hiç böyle hesaplar yapmadım. 2 ayda 5.000 km.ye gelmiş olan motorum ile bir büyük bir küçük tur yaptım ve hemen her gün çevredeki sahil ve yaylalara gittim ve gitmeye de devam ediyorum. Aldığım keyif, gördüğüm güzellikler parayla ölçülmez.

   NEDEN 125 CC. MOTOR ALMAYA KARAR VERDİM.

   Motorumu çoğunlukla uzun mesafeli kullanıyorum. Yaşadığım yer olan Tisan ile Silifke arası 42 km. Gidiş dönüş ara sürüşler ile 100 km. yi buluyor ve haftada en az 2 kere gidiyorum. diğer günlerde de 50-100 km.lik turlar yapıyorum. Ayda bir iki kerede 2-3 bin km. lik uzun turlara çıkıyorum. Zaten yaptığım kilometreler de bunu gösteriyor. 50 cc. lik CUB motorum 110 cc.ye yükselmişti ancak ne beygir gücü ne de torku bunu karşılamıyordu. Diğer taraftan çok güçlü bir motor almayı da asla düşünmedim çünkü bu makineleri sevmiyorum. En çok uzun mesafede ve az da olsa arazide kullandığım için 125 cc. lik düzgün bir naked motor benim için fazlasıyla uygun olacaktı. Bu konuda insanlar farklı düşünebilirler ancak ben ne istediğimi biliyorum. 125 cc motorlar başlangıç motoru olabilir hatta bazıları paketçi motoru da diyebilir hiç önemli değil.  Yaşadığım Akdeniz bölgesinde tüm köylülerin her türlü (Tarlaya, pazara, arkadaş ve akraba ziyaretlerine kısaca her yere ) ulaşım aracı  düşük hacimli Çin malı motorlar. Bunlar doğru dürüst yıkanmayan, bakım görmeyen, toz içinde ama düzgün çalışan motorlar. Sebebi çok basit. Köylüler ve Yörükler bu motorları çok ama çok sakin ve dikkatli kullanıyor. 

   Ben daha çok küçük hacimli motor ile dünyayı gezenleri takip ediyorum. Tuğçe ve Fatih çifti  2016 senesinde 125 cc. Yamaha YBR motorlarıyla 2 yılda  104.000 km yaparak tam 46 ülke gezdiler. Itchy Boots lakaplı Hollanda'lı kız Noraly önce CRF-250 sonra CRF-300 Rally motoruyla dünyayı dolaştı neredeyse gitmediği yer kalmadı. Ya Honda C-90 ile gezen çılgın İngiliz Ed , çocuğun motorunu görseniz acır para verirsiniz. Bunların hepsi küçük hacimli motorları ile dünyayı geziyorlar ve çok keyif alıyorlar.  

     Küçük hacimli motorların uzun turlardaki avantajları saymakla bitmez. Bunlardan bazıları şunlardır.

     a- Çok ekonomik olmaları. Bu özellik uzun turlarda gerçekten önemlidir. 1000 cc.lik motorlar 100 km.de 10 litre yakarken 125 cc bir motor maksimum 2 litre yakar.

     b- Tüm aksamları genellikle basittir dolayısıyla tamiri her yerde mümkündür ve ucuzdur. Yedek parçası bir şekilde ya bulunur ya da uydurulur.

     c- Fazla dikkat çekmezler dolayısıyla hem insanlar sorularıyla sizi bunaltmaz hem de çalınma riski düşük olur. Kemaliye turumda herkes yol arkadaşımın 250 cc.lik Suzuki V-strom'u ile ilgilendi.

     d- Hafif oldukları için sürmesi kolaydır, sizi yormaz. Yatarsa kaldırması kolay olur. İlker Uyar arkadaşım Yunanistan turunda Meteora'ya çıkarken kestirme diye girdiği yolda 750 cc.lik Honda ile çok zor anlar yaşadı. Motoru süremedi ,itmeye kalktı olmadı, oradan geçen Alman çift yardım etti önce motordaki eşyaları indirdiler, iki kişi motoru iterek yukarı çıkarttı daha sonra eşyalarını taşıdılar. 

     e- Küçük olduğu için en dar yerden bile geçebilir. Tunceli'de kestirmeden giden dar bir demir köprü vardı ben çantalarımla rahatça geçtim arkadaşım Mehmet, Suzuki V-Strom 250 ile geçemedi ve uzun yoldan dolaştı. 

    BEN NASIL KULLANIYORUM.

   1- Hızlı sürmeyi sevmiyorum, 50-60 maksimum 70 km hız benim için fazlasıyla yeterli. Çok nadir 80'e çıkıyorum. Böyle yol biter mi diyebilirsiniz. Çok da güzel bitiyor. 

   2- Binlerce km yol yapmış eski bir bisiklet turcusu olarak ( yaklaşık 100.000 km.) ana yollar yerine köy yollarını tercih ediyor, doğayı koklayıp sesleri ( kuş, böcek, ağaç dal ve yaprakları ) dinleyerek ve sık sık mola vererek sürmeyi seviyorum.

   3- Benim için önemli olan bir yere varmak değil yol da olmaktır. Bütün keyif motor sürerken alınır varış noktasında her şey biter tıpkı güzel bir yemek yerken tüm lezzeti ağız içindeki süreçte olduğu gibi , yuttuktan sonra her şey biter. 

   4- Yaşım gereği bazı reflekslerimin yavaşlaması sebebiyle yavaş gitmenin benim için daha doğru olduğuna inanmam.

   5- Çok fazla km yapmam sebebiyle motorumun ekonomik olması benim için çok önemli  ve şu anki motorumun tüketimi 100 km.de 1.6 litre. Bu oldukça düşük bir değer.

   6- Uzun turlarımda bir yere varma telaşım olmuyor. Çok hoşuma giden bir kanyon ya da nehir kenarı veya manzaralı bir yerde öğleden sonra kamp kurup kalabilirim.

   7- Bunların yanında motorumu asla yormam, her zaman onu da dinlendiririm kendimi de. Bakımlarını çok düzenli ve iyi ustalara yaptırım. Garantisinin yanmaması için yetkili servisine gider yapılanlardan tatmin olmazsam daha sonra kendi güvendiğim ustama gider istediğim bakımı yaptırırım. 

   8- Motoruma lüzumsuz aksesuarlar taktırmam. ( çakarlar, sis farı, korna, led ışıklar, çat çatlar pat patlar v.s.) Elektrik sistemiyle asla oynamam.

   9- Üreticiler nedense uygun fiyatlı motorlara çok kötü lastik takıyorlar. Oysa ki lastik motorun en önemli parçasıdır. Bu yüzden aldıktan bir süre sonra bir çift Anlaş lastik alıp değiştirdim.

    10- Bazen otoyolları kullanmak gerekebilir. Özellikle benim yaşadığım ve zaman zaman kullandığım Adana, Tarsus bölgesi gibi. Mersin'e  yaklaştıkça hem trafik hem de trafik lambaları artıyor. Mersin'den sonra Tarsus yolundaki serbest bölge girişinde ve Adana'ya kadar olan yolda TIR trafiği çok yoğun. TIR'ların kör noktaları çok olduğu ve hızlı gittikleri  için özellikle motosikletler için büyük tehlike arz ediyorlar. Bu yüzden oto yolu tercih ediyorum. 

     Otoyolda motosikletler için 6ncı grup HGS kartı var. Bunu PTT veya Vakıfbank'tan temin edebilirsiniz. Ancak çok yaygın kullanılmadığı için biraz zor bulunuyor. 

    ÇİN MALI YERLİ MONTAJLI MOTORLARIN DURUMU :

   Bildiğiniz gibi 50 cc.lik CUB motorum 2 senede 30.000 km.ye yaklaşınca takasa girip aynı motorun yenisini almıştım. Markadan hiç memnun değildim ama motorumu çok severek kullanıyordum. İkinci motorumu da yaklaşık 1 yılda 11.000 km kullandım. Markadan memnun değildim derken üzülerek söylüyorum ama bu durum tüm yerli motosiklet üretici firmaları için maalesef geçerli. Aslında çok güzel görünümlü motorlar pazarlıyorlar. ( üretiyorlar diyemiyorum çünkü Çin'den gelen parçaların sadece montajını yapıyorlar ) Yine üzülerek söylüyorum yapılan montajda da bazı hatalar oluyor. Sıkılmayan civatalar veya yerine tam oturmamış parçalar gibi. Bundan çok daha önemlisi yetkili dedikleri servislerin hiç bir eğitimden geçirilmeden kendi bilgileri ile bakım ve tamirat yapmaları. Şanslıysanız bulunduğunuz bölgede iyi ustaya ,değilse kötü veya az bilgili ustaya gitmek zorunda kalıyorsunuz. Garanti süresi içinde yedek parça temininde özellikle kazalı motorlarda çok şikayet edilen bir durum. Bu konuda bende mağdur oldum. İlk motorumun km sayacındaki devir saati bozuldu. Garantiden yenisi istendi. 2-3 ay kadar sonra ancak gelen km sayacı Yuki değil, Ramzey markaydı. Fabrikayı aradığımda ellerinde bunun olduğunu söylediler. Fişleri uymadı servis tadilat yapmak zorunda kaldı. Eski sayacım en fazla 80 km.yi gösterken yenisi 160 km.yi gösteriyordu. Ne farkeder ki diyebilirsiniz ancak 50-60 km hızlarda kullanırken orijinalinde tam yukarıda duran ibre çok aşağıda kalıyordu. Hep merak etmişimdir bu sayacı üreten zihniyetin acaba bunun takılacağı cub motorların asla 160 km hızı yapamayacağını neden düşünmez. Bu sayaç da birkaç ay sonra bozuldu. Aldığımız cevap aynı parçanın tekrar gönderilemeyeceği oldu. Yani 2 yıllık garanti süresinde km sayacımızın bir kere bozulma hakkı varmış. Piyasadan Çelik marka sayaç aldım hem orijinalinin bire bir aynısıydı hem de bir daha bozulmadı. 

   Bence benim motorumu üreten firmadaki çok daha önemli bir olumsuzluk telefon veya mail yoluyla asla irtibat kuramamanız. Müşteri  ilişkileri için verilen numaralardan  telesekreterleri aşıp muhattaplara ulaşmak asla mümkün olmuyordu. Cevap verilmeyen bir müşteri ilişkileri hattı yasalara karşı göstermelik olarak mı konmuş.

   Fabrikadan 50 cc olarak çıkan motorların yanında 80,100 veya 125cc.ye yükseltme kiti de verildiği söyleniyor. Bunları bazı bayiler ayrıca para ile satıyorlar. Şayet fabrika vermezse bazı bayilerde bu kitleri kendileri toplu olarak satın alıp motora ücretsiz olarak takıyorlar. Ancak bu dönüşüm yapıldığında sadece piston ve çevresi büyüdüğü için motor gerçekten 80,100 veya 125 cc olmuyor. Çünkü böyle olması için krankın, motor bloğunun ve karbüratörün de değişmesi gerekiyor.  

   Ancak her şeye rağmen belli bir teknoloji ile üretildikleri için sakin kullandığınız ve bakımlarını zamanında yaptırdığınız veya yaptığınız takdirde bu motorlarla gidemeyeceğiniz yer yok ve de uzun yıllar kullanabilirsiniz. Motor parçaları genelde aynı olduğu için her yerde var ve ucuz , kaporta parçaları plastik olduğu için çabuk kırılabiliyor ve tedariki eski CUB veya CG motorlar hariç biraz zor oluyor. 

   Bir diğer dikkatimi çeken olumsuzluk motorların montajı. Parçaların neredeyse tamamına yakını Çin'den geliyor ve Türkiye'de montajı yapılırken bazı hatalar oluyor. Bunlardan en önemlisi civataların tam sıkılmaması ya da yalama olması veya plastik parçalardaki çatlak ve kırıklar. Montaj bittikten sonra kontrol yapılmıyor olabilir mi acaba?

   Özetleyecek olursak

   1- Montaj sıkıntıları

   2- Kalite kontrol

   3- Yetersiz yetkili servisler

   4- Yedek parça temininde fabrikalarda yaşanan çok ciddi sıkıntılar

   5- Müşteri danışma hatlarının düzenli çalışmaması       

   NEDEN BU MARKAYI TERCİH ETTİM :

   Çin menşeli yerli motorlardan beklediğim randımanı alamayınca Ekim 2023'de Japon markalarına yöneldim. ( Honda ve Yamaha ) . Ancak her ikisinde de 125 cc.lik  naked motosiklet ithalatı yapılmıyordu. ( Honda CBF 125 ve Yamaha YBR 125 ) Piyasayı dolaştım ve Hint motoru almaya karar verdim. Hindistan üretimli motorlar Çin mallarından daha kaliteliydi. Türkiye piyasasında belli bir noktaya gelmiş HERO markasına gittim. 125 cc'de sadece Dash-125 Scooteri vardı. Endurosu X-PULSE modeli 200cc idi ve selesi yerden yüksek olduğu için bana uygun değildi. Diğer ünlü Hindistan markası olan TVS'ye gittim. TVS'nin RAİDER-125 modelini hem çok beğendim hem de ölçüleri bana uygun gelince daha fazla düşünmeden hemen satın aldım. 

     ARTILARI VE EKSİLERİ :

     Motorum Eylül 2024 itibariyle bir yılı tamamladı ve 8.500 km.ye geldi. 

     Artıları : İlk marşı, yolda start-stop özelliği gayet iyi. Farı ve stop lambası yeterli, gece uzun farı karşıdan gelen araçların uzun farını indirtecek kadar kuvvetli. Uzun yolda hiç yormuyor gayet rahat. Torku çok iyi vites değiştirmeye gerek kalmadan kendini topluyor. Yakıt tüketimi 1.6 litre olarak emsallerinden daha iyi. Bu değer benim kullanım şeklime göredir. Daha hızlı veya farklı kullananlar 2 litreye kadar tükettiğini söylüyor. Motor sesini özellikle egzoz sesini çok sevdim. Arazide gayet başarılı kapma veya kayma olmuyor. Süspansiyon sistemi de gayet rahat. 

     En önemli artısı titreşim yok denecek kadar az. ben maksimum 80 km yaptım ve hiç titreşim hissetmedim.

     Eksileri : Benim boyum 1.72, sele yüksekliği mükemmel ancak gidon uzun yolda bana alçak geldi. ( Pek çok kullanıcı aynı düşüncede ) 3 veya 5 cm yükseltilirse daha rahat olacaktır. bazı arkadaşların kullandığı yükselticiyi bende denedim ancak civatası tam olarak sıkılamadığı için güvenli gelmedi vaz geçtim. Bu motora uygun yükseltici üretilirse takacağım.

     Piyasada yeni olduğu için aksesuar sıkıntısı var. Bunun da zamanla çözüleceğine inanıyorum çünkü satış rakamları gayet iyi gidiyor. 

     Bazı montaj hataları var. Önceki motorları kullananlar böyle olmadığını söylüyorlar çünkü o zaman motorlar direkt Hindistan'dan geliyormuş şu anda Mondial fabrikasında toplanıyor. Kendi motorumda gördüğüm hataları iyi servisi bularak giderdim. Umarım Mondial firması da bu konuda gereken hassasiyeti gösterir. 

     Ayak marşı da olsaymış daha iyi olurmuş. Ters bir yerde akü zayıflarsa vurdurarak çalıştırmak pek tercih ettiğim bir yöntem değil. Start-Stop özelliğinden dolayı akü ömrü daha kısa olacaktır.

     Lastikleri her motorda olduğu gibi naylon ilk fırsatta değiştirmek gerekiyor. ben de öyle yaptım. Anlaş'ın MB-34 serisi tubeless lastiklerini taktırdım.

     Şimdilik bu kadar kullandıkça ve kilometrem arttıkça yorumlarıma devam edeceğim. 

    

          

   

PAHALI MOTOR VE MALZEMELER GERÇEKTEN GEREKLİMİ ? :

       2011 senesinde bisiklet yeniden hayatıma girdi. Yeniden diyorum çünkü en son olarak bisiklete 1973 senesinde, motosiklete de 1985 de ...