AŞTİ'de bekleyiş |
-Hah işte ,keşke hepsi böyle olsa dedi.Ben de boşa heveslenme çeşit çeşit bisiklet var önemli olan sizin her araçta en azından üç adet bisiklet almanızdır dedim.Anlamamış bakışları ile orada bırakıp yerime oturdum.Otobüsün kalkma saati geldiğinde ben yaşlarda bir hanım gelip şöföre yaşlı annesini beklemesini rica etti.
Otobüs bagajı |
zar zor iki kişinin yardımıyla araca bindi ve hareket ettik.Afyon Kolaylı tesislerinde 30 dakika mola verdi.
Son dakikaya kadar yerinde oturan teyzem aşağı inip lokanta bölümüne doğru gitti.Herkes yerini aldı otobüs hareket edecek teyzem sipariş ettiği yemekleri bekliyor.Muavin yanına gidip durumu anlatınca ''Ne yapayım beklesinler yarım saat daha '' gibi çok pişkin bir cevap vermiş.Yanındaki kızı çok kibar sürekli özür diliyor.Neyse sonunda ikna edildi ve hareket ettik.Sabah 06 da Fethiye'deydim.Önce vücudumun uyanması için (aslında sabaha kadar gözümü kırpmamıştım ama) uzunca bir şehir turu attım.sahilde şirin bir cafe de kahvaltımı yaptım.
Fethiye'de bisiklet yolu |
İnlice koyu |
Kısa bir rampanın sonunda Göcek'e geliyorsunuz. Burası yatların cenneti resmen.Kendinizi Fransa ya da İtalya'nın bir sahil kasabasında zannediyorsunuz.Her taraf pırıl pırıl,insanlar birbirlerine hep selam veriyor,sokaklar sessiz, lokanta ve cafelerdeki personel son derece kibar ve saygılı.Saat 13'e geliyor karnım iyice acıktı ancak hava çok sıcak olduğu için hafif yemem lazım omlet,sigara böreği,ayran ve salata bugünkü menüm. Burada bir gece yatmak isterdim ama şu an için imkansız belki başka sefere. Göcek'ten sonra tünele kadar sıkı bir rampa var.Ancak tünele bir kilometre kala solda ormanın içinde salaş bir kır kahvesi var. Burada durup mutlaka bir bardak çay ve bir bardak buz gibi kara dut suyu için her ikisi de bir lira.
Göcek marina |
Hiç beklemeden tünele dalıyorum ama oda ne tünel tek gidiş tek geliş, emniyet şeridi sıfır,ışıklandırma çok zayıf üstelik te paralı.
Hemen kaldırıma çıkıp bisikletimi elime alıyorum ve tüneli yürüyerek geçiyorum.
Tabi ki çakarlarımı da yakarak.Beni kameralardan takip eden güvenlik görevlileri ellerini ovuşturarak çıkışta bekliyorlar.Ama ben de hazırlıklıyım.Kısa bir ''tünelden bisikletle geçmek yasak görmediniz mi size ceza yazacağız'' muhabbetinden sonra ben sözü alıp girmeseydim sıcaktan düşüp bayılacağımı zaten sürmeyip yürüyerek geçtiğimi ceza keseceklerse kesmelerini ama öncesinde tansiyonumun normale dönmesi için bana serin bir yerde çay ve su ikram etmelerini söyleyince içeri buyur ettiler.
Buradan sonra çok keyifli bir iniş ve dümdüz bir yol ile Köyceğiz'e ulaşıyorsunuz
.Bu arada yolda sıkça rastladığınız taze sıkma meyve suyu satıcılarına dikkat bardağını ya da küçük pet şişesini 5 liradan satıyorlar.Bardaklara özellikle dikkat edin çünkü alt kısmı yarısına kadar kalınlaştırılmış,yani bir bardak diye yarım bardak içiyorsunuz
Serkan'ın getirdiği yeni çadırımı teslim alıp hemen kurma ve yerleşmeye başlıyorum.Eskisi de çok iyiydi ama iç yüksekliği 70 cm olduğu için içinde hiç bir şey yapamıyordum. Yenisi 120 cm. yani içinde çok rahat üstümü değişebilirim.Yatınca başım ile tavan arasındaki mesafe daha fazla olduğu içim de daha rahat uyuyorum.Bu gece erken yatacağım çünkü dün gece hiç uyumadım sonra da gün boyu pedalladım.Yarın da çok yorucu bir gün olacak.
13.EYLÜL.2013
Köyceğiz adını aldığı Köyceğiz gölünün kuzeyinde kurulmuş narenciye bahçeleri ve ormanların arasında kalmış saklı bir cennet. Göl ,dalyan mevkiinde bir kanal ile Akdeniz'e birleşiyor.Mavi yengeç,dağ keçisi,Nil kaplumbağası,Caretta Caretta lar bölgenin en önemli hayvanları.
Sabah 7,30 da Kaunos Otelde açık büfe kahvaltıdan sonra 9,30 da hareket ederek 12 gibi Sultaniye kaplıcalarına geldik.Burası şifalı kaplıcaları ve çamur banyosu ile tanınıyor.Kaplıca suyu radon değeri açısından dünyada birinci sırada geliyor.İçerdiği mineraller bakımından türkiye'de birinci dünyada ikinci geliyor.Çamur banyosuna giren insanların görüntüsü çok komik oluyor.
Çamur insanlar |
Bisikletleri de teknelere yükleyip dönüşe başladık.Yüzmek için durduğumuz koyda suyun deniz suyu olmadığını unutup çivileme atlayınca dibe indim.Aşağıda aklım başıma gelince tüm gücümle kendimi yukarı itekleyerek suyun yüzüne çıkabildim.Göl suyu olduğu için kaldırma kuvveti yoktu.Tekrar yola çıktığımızda üç tekneyi birbirine bağlayıp kenardaki iki teknenin motorlarını stop edip gidişimiz görülmeye değerdi.Ortada ki teknede çalan müzik hepimizi coşurdu ama en çok Hollanda'lı Han,Bursa'lı Yakup Kabakoğlu'nu ve Kevser'i hareketlendirdi.Gerçekten acaip eğlendik.Gece Kaunos otelde yemeğimizi yedikten sonra bir grup kamp alanında gitar ,saz ve tambur eşliğinde eğlenirken bir kısmıda sahildeki cafelere dağıldı.
14.Eylül.Cumartesi
.Burada yarım saat dinlendikten sonra caretta carettaların yumurtalarını bıraktığı ve aynı zamanda Köyceğiz gölünün deniz ile birleştiği yer olan İztuzu sahiline geldik.Önce öğle yemeğini yedik sonra denize girdik.Deniz uzunca bir süre derinleşmiyor yani yüzmek için çok keyifli değil.Dönüşüyine aynı yoldan yaptık.Gece kamp alanında yine eğlence vardı .
15.Eylül-Pazar
Bu sabah kahvaltıda önceki sabahlara göre herkes daha bir durgun nedense.Son gün olmasından ve böylesi eğlenceli bir turun bitecek olmasından olduğunu düşünüyorum.Her sabah olduğu gibi saat 9,00 da hareket ediyoruz.
Yuvarlak çay |
Turgut Doğan |
Sabah kahvaltımızı 10 Lira karşılığında Kaunos otelde yaptık.Eşyalarımızı toplayıp yola çıktık.Akyaka'da önce çadır başı 15 liraya pazarlık ettiğimiz orman kampına yerleşip
Akyaka Orman kampı |
18.Eylül.Çarşamba
İkimizde çok isteksiz kalkıyoruz. Geçen her dakika bizi biraz daha ayrılık saatine yaklaştırıyor.Sıcak poaça ve böreklerimizi bir kahvenin taze çayı ıle buluşturup midemize indiriyoruz.Nihayet ayrılma vakti.Vedalaşıyoruz ben otobüs ile Ankara'ya Atalay pedallıyarak Aydın'a doğru yola çıkıyor.Böylece bir güzel tur daha sona eriyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder