ÇANAKKALE 100.YIL ŞEHİTLERE SAYGI ETKİNLİĞİ

Geçen sene yani 2014 yılında yapılan Şehitlere Saygı bisiklet etkinliğinde Çanakkale vali  yardımcısı 2015 in 100. yıl olduğunu en az 2.000 katılımcı beklediklerini ve bizlerin de bir şeyler yapmamızı söylemişti.Bunun üzerine bende ne yapabileceğim üzerine beyin cimlastiğine başladım. Bir gün (sanıyorum ekim ayı idi) Anıtkabir'in önünden geçerken aklıma gelen fikri oluşturmak için içeri girip idari binaya yöneldim. Protokol komutanı Mehmet Ast.sb ile görüştüm. Anıtkabir'den verecekleri toprağı Çanakkale'ye bisikletle götürme fikrimi kısaca anlattım.İnsanlara bisiklet ile bir şehirden diğerine gitmekten bahsedince hep dikkat çekiyorsunuz ve hayret cümleleri ile karşılaşıyorsunuz. Mehmet Ast.Sb. da beni Anıtkabir komutanı Albay Muzaffer Taytak'a çıkarttı.Komutan beni büyük bir hayranlıkla dinledikten sonra '' Toprağı her zaman herkes götürüyor benim daha iyi bir fikrim var ben sana bayrak vereyim onu götür'' dedi.Hemen kabul edince '' Ama bu biraz büyük ve ağır ''dedi.Bahsettiği bayrağın ana direkte dalgalanan dev bayrak olduğunu duyunca '' Hiç farketmez siz bana o bayrağı verin isterse 40 kğ olsun '' cevabını verdim. Söz konusu bayrak 4m X 8m ebadında 7 kğ ağırlığındaydı. Gerekli notlarını alıp Mart 2015 de gelip bayrağı teslim almak üzere ayrıldım.Sevinçten içim içime sığmıyordu. Ocak ayında daha fazla dayanamayıp komutanı aradım. Hemen hatırladı ve henüz erken olduğunu ancak bu arada Çanakkale Valiliğinden bayrağın bana teslim edilmesi için bir yazı gerektiğini bunu halletmemi istedi.Çünkü bu bayrak ana direkte 15-20 gün civarında kalıyor sonra yenisi ile yer değiştirip onarılıp, temizlenip, ütülenip orijinal kutuya konup sınır karakollarına gönderiliyormuş.Anıtkabir tarihinde ilk defa bir sivil vatandaşa teslim edilecekmiş.

Çanakkale'de etkinlik komitesi başkanı Ebru Çakal hanımı arayıp durumu anlattım. Sağ olsun en kısa  sürede yazıyı bana ulaştırdı bende götürüp Anıtkabir'e teslim ettim.
Mart ayında gelen haber üzerine Çayyolu Bisiklet grubundan arkadaşlarım Ayşe Çavuş ve Cem Koç ile beraber gidip resmi tören ile bayrağı teslim aldık.
Bundan sonraki aşama bayrağı götürecek ekibi oluşturmaktı.İşin en zor kısmı burasıydı çünkü herkes gitmek istiyordu ama son dakikada bu liste çok azalıyordu.Sonunda bir minibüs kiralamaya ve araçla gidecekler-sürerek gidecekler şeklinde iki grup oluşturduk. 4-5 Nisan'da yapılacak etkinlik için sürerek gidecek olanlar bir hafta önceden araçla gidecekler ise 3 Nisan akşamı yola çıkacaklardı. Dönüş hep beraber olacaktı. Sürerek gidecek ekip Cem Koç, Murat Şahin ve Müslüm Demirdizen ve benden oluşuyordu.Son hafta yağan yağmurlar nedeniyle bizde Bursa'ya kadar otobüs ile gidip oradan sonra sürmeye karar verdik.
 
 Arcadium'un önümde yapılan uğurlama töreni çok anlamlı oldu.Sadece Çayyolu'ndan değil Ankara'nın bir çok yerinden bisikletçi arkadaşlarımız bizi yolcu etmeye geldiler.AŞTİ de herhangi bir sıkıntı yaşamamak için ikişer kişi olarak iki ayrı araçtan bilet almıştık hiç bir sıkıntı yaşamadan otobüslere yerleştik.
 Çarşamba sabahı Bursa'da fazla oyalanmadan hareket ettik.Öğlen yemeğini Karacabey'de yedik akşam Bandırma Öğretmen evine yerleştik.Burada bizi bekleyen Tanju-Berrin Uluğ çifti ile tanıştık.
Kendilerini bisiklete adamış ve bu konuda gönüllü çalışan iki çok değerli insan. Bandırma'ya yolunuz düşerse yolda hangi bisikletliye sorarsanız size yerlerini tarif edecektir mutlaka tanışın kendileriyle.

 İkinci gün sabah 09.00 gibi hareket edip Gönen,Biga,Lapseki'den karşıya geçip Gelibolu'ya geldik.Öğretmen evine yerleşip liman içinde yemeğimizi yedik.
Yemekten sonra bisiklet turcularının en kalenderi Hüseyin Şahin ile tanıştık.Kendisinin Avrupa'da gitmediği yer neredeyse kalmamış.
Cuma sabahı hiç aceleye gerek yoktu çünkü 45 km yolumuz kalmıştı. Kahvaltının üstüne önce Piri Reis müzesini gezdik sonra sahilde çok lezzetli kahvemizi içtik.Hiç acele etmeden öğleden sonra 16.00 gibi Çanakkale'ye vardık.Limanın hemen arkasında bulunan Koç pansiyonun 18 yatağını komple kapattık.Çanakkale'ye yolunuz düşerse burada kalmanızı tavsiye ederim.Aile pansiyonu ve sahipleri çok tatlı insanlar.Tatlı deyince aklıma geldi Çanakkale'ye özgü Peynir helvasını en iyi Kadir Yaşar'da yiyebilirsiniz. Gece geç saatte de Ankara'dan araçla hareket eden grubumuz geldi.
Cumartesi önce kayıt işlemlerini yaptırıp iki araba vapuru ile Eceabat'a geçtik.İki vapur dedim çünkü katılımcı sayısı 3.000 e yaklaşmıştı.Bu yüzden de parkur iki ayrı güne bölünmüştü.
Birinci gün yarım adanın Gelibolu tarafına  ikinci günde Abide tarafına gidilecekti.İki gün boyunca her şey çok güzeldi.
Son gün Abide de yapılan kapanış töreninde bayrağımızı sayın vali yardımcımız  Bekir Sıtkı Dağ beye öperek teslim ettim.
İnsanların hayatında bir çok önemli olaylar vardır.İşte bu da hayatının son baharına gelmiş biri olarak hem önemli hem de anlamlı olmasıyla benim için çok değerlidir.İçerisinde bulunduğumuz bu hassas dönemde Atamın ebedi istirahatgahından teslim aldığım bayrağımızı bisiklet ile götürüp aynı zamanda kendi memleketim olan Çanakkale'de şehitler diyarında teslim etmekten daha anlamlı ne olabilir.
Bütün bu güzel duyguları ve olayları bana yaşatan bisiklete sonsuz teşekkürler. Geç de olsa iyi ki seninle arkadaş olmuşuz.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

BURDUR-GÖLHİSAR TURU :

ROMANYA-2019 ( TRANSFAGARAŞAN YOLU )

YUNANİSTAN TURU: